Sinüzit Nedir?

TEDAVİ ALANLARISinüzit Nedir?

"Bilgilendirme Amaçlıdır."

Etmoid sinüsler gözlerin arasında, burun köprüsünün arkasında kalan sinüslerdir. Gözle komşuluk gösterir. Bu komşuluk nedeni ile etmoid sinüsünde bir sorun olursa bu gözde de hissedilir. Bu sinüsün diğer sinüslerden farkı tek bir odacık olmayıp birbirinden ince kemik yapılarla ayrılan beş ile on odacıktan oluşmasıdır.

Maksiler sinüsler sağ ve sol yanakta bulunan sinüslerdir. Büyükçe bir kayısı büyüklüğündedirler. Bu sinüslerin alt komşusu üst dişlerdir. Rahatsızlığında dişlerdeki ağrı bu yüzdendir.

Frontal sinüsler alındaki sinüslerdir. Büyüklüğü kişiden kişiye değişir. Bazı kimselerde hiç bulunmadığı gibi çok büyük hacimde olanlar da vardır. Büyük hacimli frontal sinüslere sahip olanların genellikle alınları da büyüktür.

Sfenoid sinüsler kafatasının ortalarında yer alır. Aşağı yukarı burun giriş deliğinin 8 cm. kadar gerisindedir. Kritik bir konum ve komşuluğa sahiptir. Göz siniri ve şah damarıyla komşuluk gösterir.

Sinüsler Ne İşe Yarar?
Sinüsler; tat ve koku alma duyusunu güçlendirir. Başa alınan bir darbe hâlinde beyni ve gözü korur. Sesin kişiye özgü rengini oluşturmaya yardım eder. Solunan havanın ısıtılıp nemlendirilmesine yardımcı olur.

Sinüzit Nedir, Nasıl Oluşur?
Sinüslerin iltihaplanmasına Sinüzit denir. Sinüslerin iltihaplanmasına birçok faktör neden olabilir.

Bunlar;
•    Yapısal olarak eğik burun orta bölmesi, kırık burun, polipler, tümörler vb. olabilir.
•    Çevresel olarak sigara dumanı, soğuk algınlığı, alerjiler, kirli hava, kuru hava vb. olabilir.
•    Doğuştan kaynaklanan sebep olarak da bağışıklık bozuklukları, astım vb. olabilir.

Sinüslerin buruna açıldığı kanallar tıkanır. Kanallar tıkanınca sinüslerin ürettiği salgılar sinüs içine hapsolur. Sinüsün içi kendi ürettiği salgılar ile dolar. Tıkalı sinüsün bu ılık ve salgı ile dolu ortamı mikropların üremesi için mükemmel bir ortam oluşturur. Kısa zamanda birçok bakteri ürer ve artık sinüzit olunmuştur. Sinüslerin içi iltihabi sarı yeşil sıvılarla dolmuş ve bu sıvılar genze akmaya başlamıştır. 

Sinüzit Belirtileri Nelerdir?
Her hastalıkta olduğu gibi sinüzitte de kendine özgü ve oluştuğu bölgeye özgü belirtiler vardır.
•    Burun Tıkanıklığı: Aşırı burun akıntısı ve bu akıntının etkisi ile burun etleri ve zarlarındaki şişme sonucu burun tıkanır.
•    Baş Ağrısı: Sinüzit ağrısı zonklayıcı tarzda sevimsiz bir ağrıdır. Bazen yüzde ağırlık hissi şeklinde de hissedilir. Ağrının yeri genelde iltihaplanan sinüse göredir. İltihaplanan sinüs bölgesine göre diş, yanaklar, alın, gözler, burun kökünün arası ve başın arkası ağrıyabilir.
•    Geniz Akıntısı: Bu akıntı genellikle sarı yeşil, yapışkan bir akıntıdır. Özellikle geceleri akıntı genizde kurur ve yapışır. Çıkarılması güçleşir. Akıntı yutulduğu zaman mide bulantısı yapabilir. Kötü kokulu akıntı yüzünden ağız kokusu olabilir. Burun tıkanıklığından kulaklarda etkilenirse kulakta dolgunluk hatta işitme azlığı bile görülebilir. Koku ve tat bozuklukları da görülebilir.

Nasıl Tanı Konur ve Tedavi Edilir?
Sinüzitin tanısı, başvurduğunuz hekimin şikâyetleriniz ve muayene bulgularını birleştirmesiyle konulur. KBB uzmanı ağız içi muayenenizde geniz akıntınızı görebilir ve en önemlisi günümüzde yaygın olarak kullanılan endoskop adını verdiğimiz aletlerle kameraları kullanarak burnunuzun içini, sinüslerin açıldığı bölgeleri değerlendirebilir.

Sinüzitin öncelikli tedavisi ilaç tedavisidir. Burada 10-14 günlük antibiyotik tedavisi uygulanır. Kronik sinüzitlerde bu süre daha uzun tutulabilir. Antibiyotiğin yanı sıra özel tuzlu solüsyonlarla burun yıkama, burun açıcı spreyler, sinüslerin ağzını açmaya yardımcı haplar, gerekirse ağrı kesiciler kullanılan diğer ilaçlardandır. İlaç tedavisiyle iyileştirilemeyen hastalara ise cerrahi uygulanır.

Günümüzde sinüzit ameliyatları yaygın olarak burun içinden, dışarıdan bir kesi yapılmadan, endoskoplarla kamera eşliğinde yapılmakta, buna “endoskopik sinüs cerrahisi” adı verilmektedir. Burada temel prensip hastalıklı dokuları, iltihabı ve varsa polipleri temizlemek, sinüslerin ağzını açmak, böylece sinüslerin güzelce yeniden havalanmasını sağlamaktır. Aynı seansta eğer varsa burun kıkırdak kemik eğriliği düzeltilebilir, burun etleri küçültülebilir.

Ameliyat Sonrası Nasıl Olur?
Sinüzit ameliyatı çok zor bir operasyon değildir, bu yüzden de ameliyat sonrası iyileşme hızlıca başlayacaktır. Ameliyat sonrası hastalar nefes yollarının açıldığını bariz bir şekilde hissedecekler ve daha rahat nefes alabildiklerini fark edeceklerdir. Ayrıca baskı yapar tarzda olan zonklayıcı baş ve diş ağrıları da hafiflemiş olacaktır.

Ameliyat sonrası hekiminizin önerdiği şekilde ve sürede bazı ilaçlar (antibiyotikler, kortizonlu burun spreyleri, burun açıcı burun spreyleri, burun yıkama, yağlı burun damlaları) kullanılır. Burun içinde kabuklanmalar meydana gelebilir. Ameliyat sonrası bir miktar kanama olacaktır ve bir süre devam edecektir. Burun içinde kabuklanmalar olması normaldir.

Endoskopik Sinüs Cerrahisi (ESC)
Endoskopik Sinüs Cerrahisi (ESC) ile
•    İltihaplı dokuların/poliplerin temizlenmesi,
•    Sinüsleri buruna bağlayan boşalma kanallarının açılması,
•    Anormal mukoza temas bölgeleri gibi anatomik problemlerin düzeltilmesi işlemleri yapılmaktadır.

ESC sırasında özellikle hasta ve cerrahın konforu açısından genel anestezi tercih edilmektedir. Cerrahi süresi patolojinin yaygınlık derecesine ve aynı ameliyatta yapılacak burun içi eğikliği düzeltilmesi, estetik burun cerrahisi, burun eti küçültülmesi, anatomik varyasyonların düzeltilmesi gibi ek müdahalelerin olup olmamasına göre değişmektedir. Tek bir sinüse müdahale 15 dakika civarında sürerken tüm sinüsleri tutan patolojinin temizlenmesi 2 saati geçebilmektedir.

Burun eti küçültülmesi gibi ek müdahalelere bağlı bir gereklilik oluşmazsa sinüs cerrahisi sonrasında burun içerisine tampon konulmamakta, hastalar burundan rahat nefes alabilmektedirler. Ameliyat sonunda, orta burun etinin altındaki ameliyat bölgesine, kanamayı ve iyileşme sırasında oluşabilecek doku yapışmalarını engellemek amacı ile yerleştirilen özel tamponlar ve çeşitli materyaller burun solunumunu olumsuz etkilememektedir.

Ameliyat sonrasında ciddi bir ağrı şikâyeti olmamakta, basit ağrı kesiciler genellikle yeterli olmaktadır.

Hastaların ameliyat günü hastanede kalması önerilmekle beraber ameliyatın içeriğine göre aynı gün taburculuk da mümkün olabilmektedir.

Ameliyat sonrasında antibiyotik tedavisine en az 10 gün devam etmek önerilmektedir, gerek görülen durumlarda bu süre uzatılmakta ya da ek ilaçlar eklenebilmektedir. Burnu mekanik olarak temizleyip mukozayı nemlendiren genellikle steril tuzlu su içeren spreyler kabuklanmalar geçene kadar kullanılmalıdır. Alerjik ve polipli hastalarda ikinci haftadan itibaren kortizon içeren spreylere ve polip oluşumu riskini azaltan ilaçlara başlanmaktadır. Alerjik mantar sinüziti düşünülen hastalara ameliyat sonrasında ağız yolu ile mantar tedavisi de önerilmektedir.

Ameliyat sonrası 3 ila 4 kez pansuman yapılmaktadır. Birinci haftanın sonunda yapılan ve yarım saat kadar süren ilk pansuman sırasında burun ve sinüs drenaj kanallarında oluşan kabuklar temizlenmekte, sinüs içine yapışmayı önleyici materyaller konulmuşsa bunlar alınmakta, enfeksiyon kontrolü yapılmaktadır. İlk pansumanın gerektiği gibi yapılması ameliyatın başarısı yönünden oldukça önemlidir. Hastaların yapılan ameliyatın boyutuna göre iyileşme tamamlanana kadar 7 ila 10 günlük aralarla kontrollere gelmeleri gerekmektedir.

Balon Sinoplasti
Balon Sinoplasti, sinüslerin tıkalı ya da daralmış boşalma kanallarının balon yardımı ile herhangi bir doku kesip çıkartmadan genişletilerek fonksiyonlarının sağlanmasıdır.

Balon Sinoplasti’nin Avantajları Nedir?
•    Etkili ve güvenli bir yöntemdir. Komplikasyon ihtimali çok düşük olup balon ile genişletilen drenaj kanallarının 2 yıl sonunda %98 açık olduğu izlenmiştir.
•    Teknikte küçük, yumuşak, elastik ekipmanlar kullanılmakta, kapalı sinüs drenaj kanallarının kibarca açılması sağlanarak çok az doku travması ile sonuca ulaşılmaktadır.
•    Düşük kanama miktarı
•    Hızlı iyileşme
•    Gelecekte bu bölgede yapılabilecek diğer tedavileri engelleyici bir rolü yoktur. Diğer cerrahilerle beraber ya da ardışık olarak uygulanabilir.