Endoskopik Sinüs Cerrahisi (ESC) Nedir?

TEDAVİ ALANLARIEndoskopik Sinüs Cerrahisi (ESC) Nedir?

"Bilgilendirme Amaçlıdır."

Endoskopik Sinüs Cerrahisi (ESC), aynı zamanda minimal cerrahi travma yaratma avantajı nedeni ile göz yaşı kesesi drenaj ameliyatlarında (Dakriosistorinostomi) ve hipofiz bezi adenomlarının cerrahi tedavisinde (Endoskopik hipofizektomi) giderek artan oranlarda tercih edilmektedir.

Burun çevresindeki sinüslerin bulunduğu bölgelerin dar, anatominin karmaşık olması ve beyin, gözler, görme sinirleri, gözyaşı kanalları, şah damarları gibi önemli organ komşulukları endoskopik sinüs ameliyatlarında eğitim ve tecrübe yanında düşük hata payı ile yüksek teknik beceriyi gerekli kılmaktadır.

Bu cerrahi uygulamada endoskop yardımıyla burun içerisinden çalışılarak sinüslere ulaşılır. Çevre doku zedelenmeden sinüsler temizlenir ve doğal kanalları açılarak operasyondan sonra fizyolojinin tekrar düzenli çalışması sağlanır.

Endoskopik cerrahi; sinüs fonksiyonlarını gözeten ve bozulmuş fizyolojinin düzeltilmesini öngören bir ameliyat olduğu için sonuçları çok başarılıdır. Burnun ve sinüslerin en ince ayrıntısı gösteren endoskoplar yardımı ve özel mikrocerrahi aletleriyle yapılan ameliyat uygun bir teknik ve hasta takibiyle sinüzit sorununu büyük bir oranda çözmektedir.

Kronik sinüs hastalıklarında ESC ile başlıca;
* İltihaplı dokuların/poliplerin temizlenmesi,
* Sinüsleri burna bağlayan boşalma kanallarının açılması,
* Konka bülloza, birden fazla boşalma deliği (aksesuar ostium), anormal mukoza temas bölgeleri gibi anatomik problemlerin düzeltilmesi işlemleri yapılmaktadır.

ESC sırasında özellikle navigasyon, balon, shaver gibi ileri teknolojik cihazların kullanıldığı vakalarda hasta ve cerrahın konforu açısından genel anestezi tercih edilmektedir. Cerrahi süresi patolojinin yaygınlık derecesine ve aynı ameliyatta yapılacak burun içi eğikliği düzeltilmesi, estetik burun cerrahisi, burun eti küçültülmesi, anatomik varyasyonların düzeltilmesi gibi ek müdahalelerin olup olmamasına göre değişmektedir. Tek bir sinüse müdahale 15 dakika civarında sürerken tüm sinüsleri tutan patolojinin temizlenmesi 2 saati geçebilmektedir.

Burun eti küçültülmesi gibi ek müdahalelere bağlı bir gereklilik oluşmazsa sinüs cerrahisi sonrasında burun içerisine tampon konulmamakta, hastalar burundan rahat nefes alabilmektedirler. Ameliyat sonunda, orta burun etinin altındaki ameliyat bölgesine, kanamayı ve iyileşme sırasında oluşabilecek doku yapışmalarını engellemek amacı ile yerleştirilen özel tamponlar ve çeşitli materyaller burun solunumunu olumsuz etkilememektedir.

Ameliyat sonrasında ciddi bir ağrı şikâyeti olmamakta, basit ağrı kesiciler genellikle yeterli olmaktadır.

Hastaların ameliyat günü hastanede kalması önerilmekle beraber ameliyatın içeriğine göre aynı gün taburcu da olunabilmektedir. 

Ameliyat sonrasında antibiyotik tedavisine en az 10 gün devam etmek önerilmektedir, gerek görülen durumlarda bu süre uzatılmakta ya da ek ilaçlar eklenebilmektedir. Burnu mekanik olarak temizleyip mukozayı nemlendiren genellikle steril tuzlu su içeren spreyler kabuklanmalar geçene kadar kullanılmalıdır. Alerjik ve polipli hastalarda ikinci haftadan itibaren kortizon içeren spreylere ve polip oluşumu riskini azaltan ilaçlara başlanmaktadır. Alerjik mantar sinüziti düşünülen hastalara ameliyat sonrasında ağız yolu ile mantar tedavisi de önerilmektedir.

Ameliyat sonrası dönemde ilk pansuman sırasında burun ve sinüs drenaj kanallarında oluşan kabuklar temizlenir, sinüs içine yapışmayı önleyici materyaller konulmuşsa bunlar alınır, enfeksiyon kontrolü yapılır. İlk pansumanın gerektiği gibi yapılması ameliyatın başarısı yönünden oldukça önemlidir. Hastaların yapılan ameliyatın boyutuna göre iyileşme tamamlanana kadar 7 ila 10 günlük aralarla kontrollere gelmeleri gerekmektedir.

ESC de bazı özel durumlarda ameliyatın zorluk derecesi artmakta ve başarısızlık veya komplikasyon ihtimalini artırmaktadır. Bu özel durumlar;
•    Ameliyat sırasında dokularda aşırı kanama olması,
•    İleri derecede iltihap olması,
•    Özellikle damarsal içeriği fazla olan tümörlerin ameliyatları,
•    Hipertansiyon,
•    Pıhtılaşma bozuklukları (Kanama diatezleri) / Aspirin kullanımı,
•    Cerrahi travma,
•    Anatominin önceki ameliyat / travma nedeni ile değişmiş olması,
•    Önceki ameliyatlara bağlı sert iyileşme dokusu oluşmuş olması,
•    Yaygın polipler,
•    Paranazal sinüs içi / dışı tümörler,
•    Anatomik değişiklikler (varyasyonlar),
•    Arka etmoid, sfenoid, frontal sinüslere yönelik ameliyatlar olarak sayılabilir. 

ESC sırasında ya da sonrasında karşılaşılan bazı minör ve majör komplikasyonlar mevcuttur. Bunlar içinde en önemli olanları;
•    Aktif kanama,
•    İntraorbital (göz içi) kanama,
•    Karotis (şah damarı) yırtılması,
•    Orbita (göz çukuru) travması,
•    Endoftalmi (gözün geriye yer değiştirmesi),
•    Gözde hareket bozukluğu,
•    Nazolakrimal kanal (göz yaşı kanalı) travması,
•    Beyin omurilik sıvısı kaçağı,
•    Kafa içi komplikasyonlar;
    o    Apse,
    o    Menenjit,
    o    Beyin içine hava kaçması (Pnömosefali),
    o    Hipofiz bezi hasarı olarak sıralanabilir.